Yıldızlararası
Ses, bir ses yankılanıyor!
Derinden yayılır gibi
Gök gürültüsünü parçalar gibi
Dalga dalga uzaklaşıyor
Kaybolurcasına, dokunurcasına
Zaman yavaşça ilerliyor.
Yavaş, yavaş ilerliyor
Yükseliyor göğün sesi
Bulutları parçalıyor bir anda
Beyaz bir toz bulutu sarıyor
Toz zerrecikleri bulut parçaları
Yükseliyor gittikçe uzaklara
Bütün artık paramparça
Parçalardan bütüne varılamıyor
Dönüyor evren hiç dönmediği kadar
Hızlı, ani sürükleniyor
Yıldızlar, yıldızlara varıyor
Ulaşamadığımız mesafedeki yıldızlara
Bir yağmur düşün, parıltılar içinde
Bir parıltı denizine ilerliyor dünya
Bir örtü gibi sarıyor yıldızlar
Bu küçük evrene şevkat gösteriyor.
Yolculuğunu sonlandırmak istiyor.
Varamayacağın yolculuğa çıkmak
Vardığını sanmanın ta kendisiyse
Var hissediyorsun sen kendini
Yolculuğun bitmiş ve sen artık ordasın
Aslında hiç varamadıysan
Yakınlaşıyor hissetmen, uzaklaşmaksa
Uzakları yakınlaştırmak
Aslında seni uzaklaştırıyorsa!
“Bu yolculuğun sona ersin” dedi.
Yıldızlar bu küçük evrene
Gitme o sonsuz karanlığın içine
Gitme o karanlık sonsuzun içine
Bırak o küçük hevesleri
Ve ışığa dön yüzünü
Aydınlansın bir anda baktığında gördüklerin
Yaşam seninle vardır, hayat sendedir.
İlerle, ilerle ve unutma
Aydınlıkta asla kaybolmazsın
Aydınlıkların içinde kaybolmamaya alışmalısın
Hisset, hisset
Kendini aydınlığın bir parçası olarak hisset…