Şiir

Yıldızlararası

Yıldızlararası

Ses, bir ses yankılanıyor!

Derinden yayılır gibi

Gök gürültüsünü parçalar gibi

Dalga dalga uzaklaşıyor

Kaybolurcasına, dokunurcasına

Zaman yavaşça ilerliyor.

Yavaş, yavaş ilerliyor

Yükseliyor göğün sesi

Bulutları parçalıyor bir anda

Beyaz bir toz bulutu sarıyor

Toz zerrecikleri bulut parçaları

Yükseliyor gittikçe uzaklara

Bütün artık paramparça

Parçalardan bütüne varılamıyor

Dönüyor evren hiç dönmediği kadar

Hızlı, ani sürükleniyor

Yıldızlar, yıldızlara varıyor

Ulaşamadığımız mesafedeki yıldızlara

Bir yağmur düşün, parıltılar içinde

Bir parıltı denizine ilerliyor dünya

Bir örtü gibi sarıyor yıldızlar

Bu küçük evrene şevkat gösteriyor.

Yolculuğunu sonlandırmak istiyor.

Varamayacağın yolculuğa çıkmak

Vardığını sanmanın ta kendisiyse

Var hissediyorsun sen kendini

Yolculuğun bitmiş ve sen artık ordasın

Aslında hiç varamadıysan

Yakınlaşıyor hissetmen, uzaklaşmaksa

Uzakları yakınlaştırmak

Aslında seni uzaklaştırıyorsa!

“Bu yolculuğun sona ersin” dedi.

Yıldızlar bu küçük evrene

Gitme o sonsuz karanlığın içine

Gitme o karanlık sonsuzun içine

Bırak o küçük hevesleri

Ve ışığa dön yüzünü

Aydınlansın bir anda baktığında gördüklerin

Yaşam seninle vardır, hayat sendedir.

İlerle, ilerle ve unutma

Aydınlıkta asla kaybolmazsın

Aydınlıkların içinde kaybolmamaya alışmalısın

Hisset, hisset

Kendini aydınlığın bir parçası olarak hisset…