Selim'in günü
O gün Selim'in günüydü.Herşey intizam içinde onun istediği gibi gidiyordu. Şans yüzüne gülüyordu işte.Aylarca bu işi kovalamıştı, nihayetinde beklediği zafere ulaşması an meselesiydi."Aynasızlar"dedi,"görünmüyor ortalıkta."Evet,önünde engel yoktu bugün.Yine de temkinli davranması gerektiğini biliyordu.Mutluluğu kısa sürsün istemezdi.Adımlarını sağlam basmalıydı."Zafer sarhoşluğu için çok erken ama yine de Ayfer'in bunu bilmeye hakkı var."dedi.Yüzünde sıcak bir tebessümle adımlarını hızlandırarak Dolapdere'ye doğru yola koyuldu."Boş gitmemeliyim,henüz kutlama aşamasına gelmesek de sembolik olarak birşeyler yapmalıyım"diyordu içindeki ses.Orijinal mücevherlerin birebir taklitlerini yapan Hasan Usta'ya uğramaya karar verdi."Oooo serseri mayın, hangi dağda kurt öldü!"diye gevrek gevrek gülerek Selim'i kucakladı Hasan Usta."Usta,biliyorum çok ihmal ettim seni ama bugün çok başka bir gün,hasbihal etmeye değil alışveriş yapmaya geldim"dedi Selim.Usta'nın gülümsemesi kesildi,birşeylerin ters gittiğini sezinledi."Evlat, hayra alamet değil bu söylediklerin"diyecek oldu vazgeçip Selim'in açıklama yapmasını bekledi...