Nereye Yetişiyoruz? (Yetişmeye Çalışıyoruz!)

Nereye yetişiyoruz? Bizden hızlısı mezarda mı? Gün bize yirmi dört saat değil mi?
Artık yavaş değiliz, hızlı yaşıyoruz. Trafikte beklemeye, yemek yapmaya, durup kendimizi anlamaya vaktimiz yok. Kırmızı ışık yeşile döndüğü saniyede hemen gaza basıyoruz.
Bizden hızlısı mezarda mı gerçekten ya da bu sistemin bize yaşattığı bir aldatmaca mı? Bizim zaman algımızı yitirmemiz kimlerin işine yarıyor? Zaman algımızı yitirmemizi sağlayan bir kaç örnek verelim o halde.
Avmler
Avmler güneş ışığı almaz. İçerisi ışıklarla aydınlatılır, gündüz mü yoksa gece mi olduğunu anlamayız. Zamanın nasıl geçtiğini anlamayalım geç oldu hadi çıkalım demememiz için yapılan bir tür oyun diyebiliriz. Koridor ve mağazalara kesinlikle saat koymazlar bu da yine zaman algımızı yitirmemizi sağlamak içindir.
Hızlı Tüketim Ürünleri Satan Mağazalar
Hızlı tüketim ürünleri satan mağazalarda da hızlı müzik çalar bu bize hızlı ol, al ve çık mesajı verir. Hızlı müzikle beraber o ritme kapılıp mümkün olan en kısa sürede düşünmeden almamız istenir.
Nereye yetişiyoruz neden hızlı müzik, neden bunu yapıyorlar diye düşünebilirsiniz. Bir ürünü alırken ne kadar düşünürsek satın alma oranımız düşer.
Düşünsene temizlik yaparken canlı ve hızlı müzikler açmıyor muyuz işimizin daha erken bitmesi için, hızlı müzik daha hızlı hareket etmemizi sağlar.
Tüm bunlar bir yana sistem artık hızlı yaşamaya o kadar alıştırmış ki bizi, durup düşünen yavaş birini gördüğümüzde tıpkı trafikte kornaya bastığımız gibi sen yavaşsın çekil önümden diyoruz. Birbirlerine yol vermemek için tartışan, kavga eden insanlar görüyoruz.
Hızlı tempoda her şey akıp giderken sorunlarının kaynağını bulamıyor ve çözümü kendimizde aramak yerine dışarda arıyoruz. Gün aslında hepimize yirmi dört saat, ama sen o saatlerden çalıyorsun.
Çıkan her yeni ürün işimizi kolaylaştırmak ve zamandan tasarruf etmemiz için çıkar ya da bize böyle söylenir. Çamaşır makineleri, bilgisayarlar, telefonlar ve daha bir çok ürün, yalnız bizim yine zamanımız yoktur. Tüketim çılgınlığıyla beraber eşyaları sevip, insanları kullanıyoruz. Hep bir yerlere yetişmemiz gerekiyor. Sevdiklerimize vakit ayırmak yerine çok çalışmayı seçiyoruz, çok paramız olsun istiyoruz. Zaman algısını çok güzel anlatan bir masal kitabı önereceğim size adı Momo ve kitaptan bir alıntıyla yazımı sonlandıracağım :)
Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir.