Nedra Ana nın Ağıtı
Talihsiz bir karşılanma oldu onun ki .Sınıftan içeri girdiğinde daha hiç bir kelime söylemeden çocuklar ‘Suri’,Suri’ diye seslenmeye başlamış alaycı bakışlarla ona kimisi gülüyor diğerleri de tiksinerek bakıyordu’Adı Muhammed Suriye den geleli 2 sene olmuş.Türkçe yi sokakta öğrendim öğretmenim dedi.Ve biraz İngilizce de biliyorum demişti dersin birinde.Kocaman göz bebekleri vardı Muhammedin .Dersleri çok iyi sorumluluklarımı yerine getiren bir öğrenciydi.3 abisi daha varmış .Bir de unutamadığı dayısı .Nenem dedi hocam nenem gece gündüz ağlar dizlerine vura vura dizleri ya hep kırmızı ya da hep mordur.-Neden bu kadar ağlıyor memleketini mi özlüyor ?dedim .Sorduğum soru öyle yetersiz ve sahipsizdi ki Muhammet de sahiplenmedi zaten.Gözleri küçüldü sanki eliyle ağzını yarım kapatarak -—Öğretmenim dedi dayımı yolda silahlı adamlar aldı götürdü bizimle gelemedi o .bir daha da haber alamdık dedi .Yüzü kıpkırmızı kirpikleri çipil çipil ayrıldı Galiba ıslanmıştı.—Annem de sürekli ağlar diğer dayımda hep üzgün ama nenem dizlerini döver sürekli ağlar ağıtlar yakar .Biz çok yürüdük kaç kez arabalar değiştirdik Türkiye ye gelmek için Nenem yolda bizimle gelmemek dayımı aldıkları yerde kalmak için dövündü durdu ama getirdik onu .Ölürdü ki o da orada .
—Muhammed mutlu musun ?dedim .Mutluluğun ne olduğunu daha basit kelimelerle anlatmaya çalıştım .Bir tarifi olmasada anlık mutluluk olabileceğini söyledim.anladı,güldü .—Almanya ya gidecekmişiz öğretmenim .Orada daha mutlu olurum bence dedi .Neden ki orada daha mutlu olacaktı soramadım o da fırladı gitti .Kafamda Nedra Ana nın morarmış dizleri kulağımda arapça bir ağıt ile daldım gittim .
15.01.2022 Funda