KEDİCE MUTLULUKLAR
Saatlerdir boş sokaklarda, karları tepe tepe, suyu içine geçiren ayakkabısına inat yürüyordu. On sekiz yaşının verdiği etki olacak ki üşümüyordu bile. O uzun zamandır sokaklarla arkadaş, çöpte bulduğu yemeklerle de mutlu olmayı öğrenmişti. Ayakta kalabilmek için verdiği mücadele,kötüye bulaşmadan ayakta kalma çabası onu yaşından çok önce olgunlaştırmıştı. Onun gibi sokaklarda yaşayan çoktu ama, arkadaşı diyebileceği kimse yoktu. On üç yaşından beri sokakta yaşamanın bütün ilmini öğrenmiş, kurtulabilme ümidini çoktan rafa kaldırmıştı. Bütün kötü alışkanlıklardan uzak durmayı başarmış, mücadelesinde tek sigara izmaritlerine yenilmişti. Yarım olarak sokağa atılan yanan bir izmariti gördüğünde ala ala oda tiryaki olmuştu. Dilencilikten topladığı paralarla yiyecek alıyor,bazen sigara istediği büyüklerden bir sigara koparıyor hayatını yaşayıp gidiyordu. Tek dostu sadece merabalaştığı sokak hayvanlarını besleyen bir kadındı. Bu kadın pijamalarıyla sokağa iner, sokak hayvanlarına mama dağıtırdı. Aç kaldığı zamanlarda bu mamaların tadına bakmışlığı çoktu. Böyle bir günde bu teyzenin dikkatini çekmiş, kadın ona dürüm ısmarlamıştı. Hemde yanında ayranı olandan. Gel zaman git zaman teyze sokakta görünmez oldu. Çocuk esnafa, bir kaç kişiye sorduysa da bilen, gören yoktu. Sürekli mama aldığı marketten zor zulum adresini öğrendi. Kapıyı çaldı. Açan olmadı. Zorladı, çaldı çaldı, bir inilti duydu. Bir ara hırsızlık yapma girişimleri olmuş ve kapı açmayı öğrenmişti. Yakalanınca tövbe etmiş, yediği dayağı unutmamış ve dilenerek para kazanmıştı.Kapıyı uzun süre zorladı, sonuç sıfır. Aşağı indi sivri birşeyler aradı, buldu ve bu sefer açtı. Evde o kadar çok kedi vardı ki adımını zor attı. Kadının yanına gitti. Kadın günlerdir aç yatmanın etkisiyle bir deri bir kemik kalmıştı. Önce biraz su verdi. Masada bulduğu paralarla da yiyecek birşeyler alıp kadını doyurdu vede kendini.Kadın uykuya daldı. Çocukta koltukta sabahladı. Sabaha yeni pişmiş poğaça kokuları arasında uyandı. Kadın biraz kendine gelmiş ve zor bela kahvaltı hazırlamıştı. Çocuğun bu hareketi onu çok etkilemiş, unuttuğu bir duygu olan merak edilmeyi tekrar yaşamıştı. -Yavrum evimi nasıl buldun. -Marketçiden teyze. -Beni niye merak ettin söyle bakalım. -Göremedim de ondan. Kadın evde bu kadar çok kedi beslediği için kızları tarafından terk edilmişti. Bir , iki derken mahallelide bulduğu ihtiyaç sahibi kediyi ona bırakmış sayı otuza varmıştı. Ev kedi kılından ve kokusundan o kadar iğrenç bir hal almıştı ki burada hayvan bile zor yaşardı. Çocuk bu kokudan rahatsız olup olmadığını sorunca alıştım cevabı onu ürkütmüştü. Çocuk tekrar kendini sokağa attı. Hiç olmazsa kedi kılı ve o pis koku yoktu. Biraz dolaştı, dilendi ve bulduğu bir kuytuda güzel bir uyku çekti. Uyandığında kadın karşısında ona bakıyordu. -Ne oldu teyze. -Hadi kalk bana gidiyoruz. -Yapma be teyze , senin ev çok pis be. -Temizle o zaman yaşayacağın yeri çocuk. -Yapma be. Temizlesem ne olacak. O kadar kediyle yine aynı olacak. - Olmaz olmaz hadi. Çocuk kadınla birlikte biraz olsun evi yaşanır hale getirdi. Hatta ona uyumak için yatak bile bulundu. Bir gün sonra ev eski pis haline döndü. Lafı çok uzatmayayım ; teyze bu çocuğu bırakmadı. Onu dışardan bitirmelere yazdırıp ortaokul mezunu yaptı. Çocukta alıştı bu pisliğe. Kadın zorla bitittirdiği liseyi gördü ve üniversite sınavının ikincisi açıklandığı sene öldü. Çocuk mimarlık kazandı. Kadının mirası açıklandığında herkes hiç şaşırmadı. Kızlarına sadece iki ev geri kalan ne varsa bu garibe bıraktı. Kızlar itiraz etselerde bir sonuç elde edemediler. Çocuk okudu, kedilerede baktı. O şimdi çok ünlü bir şirketin kurucusu ve yöneticisi. Arada kedilerden kurtulmak istese de yadigar oldukları için kıyamıyor. Oda çözüm olarak bahçeli bir ev yaptırdı ve kedileri bahçede ayrı eve çıkardı. Akşamları bahçede buluşuyorlar. Bu durumdan oda çok mutlu , kedilerde.