Kısa Hikaye

İllegal Bahçe

Gece 22:00 gibi ama her gece istisnasız üst komşularımın ergenleri anlamsız heyecanlar yaşıyor. Hatta heyecanlarını sanki benim evin ortasında yaşıyorlar. Ergenlikle gelen geçiş aşamasındaki borazan ses tonu ile duyu ve duygularına hakim olamıyorlar. Ergenlerin bu heyecan silsilesinden rahatsız olmam seslerini daha alt bir desibele çekmelerini içten içe talep etmem, işte tam bu noktada aksi bir ihtiyara dönüşüyorum. Her gece ama her gece olmazki çılgın heyecanlar yaşanmaz; havalarda "OH MY GOSH"lar, böğürme şeklinde kahkahalar, bipolar yaşanan anlar fazla geliyor bana. Yaşlı huysuz ihtiyar ben düşünüyorum ergen dönemlerimde bende bu kadar şuursuzca ergen oldum mu? Düşüncelerim hızla anne-babalarına kayıyor, bunca anırmanın içinde alt, üst, sağ, sol komşular az da olsa rahatsız olur mu diye düşünmüyorlar hayret. Belki ergenler odalarında evin diğer yerlerinden duyulmayacak bir yalıtım sistemi ile izole edilmişlerdir ve fakat sağ, sol, üst, alt için böyle bir önlem alınmamıştır. 

 

Ergenleri anlamaya çalışmıyorum, empati peşinde koşmuyorum sadece umuyorum insan evriminin bu en münasebetsiz dönemini atlatabilsinler. Çünkü yetişkinlik evresinde hala ergen döneme sıkışıp kalmış insanlar var fazlasıyla etrafımızda. Hala sesler borazan, hala tavırlar zarafetten uzak, hala alt, üst, sağ, sol saygısı yok. Hala her şeyi onlar biliyor ve herkese her konuya muhalifler. Hala cahil, hala aşırı agresif ve kendileri hariç hiç kimsenin kişisel alanına saygıları yok. Yaşının ergenine belki biraz daha sabır gösterebilirim, yaşının ergeni olmayana tahammülüm kalmazken. 

 

 

Düşüncelerimin içinden sıyrılmama sebep oluyor kanımca üst katta zıplayan filler. Belkide yasadışı hayvanat bahçesi işletiyorlardır. Neden olmasın, bu kadar yüksek tepinme şiddetine bir yada birkaç insan sebep olamaz. Bunlar fil veya hipopotam olmalı. Tavan sallanırken, avize hızlıca sağdan sola, soldan sağa hiddetle ilerlerken savaş çığlıkları yükselmeye başladı. Karşı karşıya kalan kaplanlar günlerin açlığı sonucu buldukları yiyecek için var güçleri ile savaşıyorlar. Şu yasadışı hayvanat bahçesinin sakinleri fazlasıyla vahşi, doğal yaşam alanlarında olmamalarına rağmen ne tembelleşmişler nede bıkkın. İlkel benliklerinden sıyrılmamışlar, ham duygularına sağdık kalmışlar. 

 

Hayvanat bahçesini doğal ortamlarına sağdık kalacak şekilde kurguladıkları için üstteki illegallere saygı duydum. Fikren ne kadar hayvanat bahçelerine karşı olsamda sanki yukarıda Afrika'nın bakir köşelerinden bir kesit var gibi. Acaba giriş nasıl, el altından bilet mi alıyoruz, kapıyı çalıp gezmek istiyorum mu demek lazım. İçimdeki merak ve heyecanı zaptetmeye çalışıyorum. İllegal olmasıda ayrı bir adrenalin sebebi, gezinin tam ortasında ya zabıta bassa ve mühürlese yasadışı bahçeyi. Onca canlı ile baş başa kalsam yada polis eşliğinde yasadışı bahçe gezmekten nezarete alınsam. Kime nasıl açıklarım. Sadece gelen gürültüler üzerine üstte illegal hayvanat bahçesi işletildiğini farkettiğimi, fillerin günlük hayatını görme arzum sebebiylede bile ve isteye gittiğimi.  

 

 

Sabaha karşı uluyan çakallar, tuzağa düşen antilopların can havliyle kaçmaya başlaması, çilekeş bir filin doğum sancıları içinde attığı çığlıklar tüm evin tavanında muazzam bir titreşim yaratıyor. Korku, hayret, merak içerisinde konuyu apartman yönetimine açmaya karar verdim, neticesinde ya illegal bahçeden yırtıcı bir hayvan kaçsa ve asansörde gafil avlansak.  Bu durumu yetkililere bildirmek bir sakinin temel görevi. 

 

Sabah büyük bir kararlılıkla yönetim ofisine gittim, tanımadığım bir kaç kişi oturup çay eşliğinde konuşuyorlardı. Masasında "yetkili" yazan şahsa doğru yöneldim ve tüm olanları, ipuçlarını takip ederek vardığım sonucu anlattım. Ayrıca kontrolsüzce bir bahçe işletmenin apartman hayatı için tehlike arz ettiğini altını çizerek dile getirdim. İşte bu noktadan sonra olanlar fazlasıyla garipti. Yetkilinin yüzü renk değiştirmeye başladı. İnsan teninin morun bu kadar koyu bir tonuna bürünmesini hayretle izledim. Üst katımda kendisinin ve ailesinin oturduğunu belirtti. Yasadışı bir hayvanat bahçesi işletmediklerini sadece ergen olan 2 adet ergenlerinin olduğunu ve buna anlayış göstermem gerektiğini söyledi tüm utanç - öfke karmaşası tükürükleri ile sağa sola saçılarak. Büyük bir hayal kırıklığı yaşadığımı saklamadım "yetkili"den.  Evdekilerin ergen olamayacağını, kimliklerini ev halkından saklayan vahşi doğa canlıları olduklarını sandığımı aksi bir durumun ise fazlasıyla üzücü olacağını belirttim. Yetkilinin ergen yetiştirme yetkinliğini sorguladım kendi içimde uzun uzun. Yetkinsiz bir yetkili olması durumunu reddederek illegal bahçeyi gizli tutmaya çalışan bir maceraperest yasadışı olduğuna inancım gitgide artarak KENYA ORMANLARININ tam altında kalan evimin yolunu tuttum.