İKİ DÜNYA ARASINDA

Fotoğraftan da resim santından anlamaz ve etkilenmez olduğumu düşündüğüm için,bu fotoğraf galerisinde gezerken bir fotoğrafın beni bu kadar etkilemiş olmasına hayret ederek k kalakaldım.

    Karanlık bir mağranın önünde pırıl pırıl bir gökyüzü sanat eseri gibi taze bir doğa ve o her biri bir yazma oyası gibi işlenmiş yaprakları olan kocaman ağaç.Ağacın altında,karanlık mağranın tüm kasvetini sırtındaki paltoyla taşıyan adam.Babam gibi,iki dünya arasında kalıp sırtındaki sıkıntıları taşımaya çalışan adam.

   Bu fotoğraf babamın karışık zihni gibiydi.Bir tarafı manik bir tarafı depresif.Hayatın kendiside bir karmaydı zaten.Ama babamın zihni ve ruhu sürekli değişkenlik gösteren,sırtını karanlığ, yüzünü bu resimdeki gibi taze doğayaşu muhteşem ağaca çeviren adam gibiydi.Her zaman yemyeşil huzurlu bir doğa gibi olmak isteyenruhu,karanlık mağaraya dönen zihnine yenik düştü.Fotoğraftan uzaklaşıp kendime dönmek istedim.Çünkü en korktuğum şey babamın zihnine benzemekti.

Funda