Klasik

Hüzün Yağmuru 2.Bölüm

Hüzün Yağmuru 2.Bölüm


Eve gidince her yeri temizlemek, evimizi pırıl pırıl yapmak isterdim. Ama tabi çocuk aklımla ne kadar da uğraşsam hiç diğer evler gibi olmazdı. Evimizde parke , fayans gibi silince tertemiz olacak bir zemin de yoktu zaten. Odaların büyük bir kısmını halılarımız kaplıyordu. Halıların kenarında da birer parça açık zemin kalıyordu. Yani yer silmek gibi bir çabam genellikle olmuyordu. Şimdi düşünüyorum da silmeyi süpürmeyi bir kenara bırakıp, halıları kaldırıp, direkt olarak sabunlu su ve fırçayla köpürte köpürte yıkasaydım keşke.. O derece değişik bir beton zemindi. Eve girince hemen süpürgeyi alırdım elime. Her yeri bir güzel süpürürdüm. Sonra en büyük keyfim odadaki eşyaların yerlerin değiştirmekti. O koca koca eşyaları her gün çeksem, her gün yerini değiştirsem de ne annem ne babam “ne yaptın sen? demezlerdi. Gerçekten bazı konularda şanslı bir çocukmuşum. Tabi bunları şimdi düşününce iyi ki diyorum ama o zamanlar öyle demiyordum tabii. Ha bu arada doksanlı yıllarda bu günkü gibi plazma televizyonlar falan yoktu. Kocaman tüplü televizyonlar vardı. Eşyaların şeklini her değiştirdiğimde o televizyon sehpasının da yeri mutlaka değişirdi. Düşünsenize eve geliyorsunuz ve her gün farklı bir yöne bakarak televizyon izliyorsunuz. Canım babam hiç üzmedin beni, hiç niye böyle yapıyorsun diyerek kızmadın bana..