HİDAYETE GİDEN YOLLAR 2. BÖLÜM
Faruk, annesi yere oturunca hemen odadan uzaklaşarak odadan çıktı. Çıkarken de her zaman yaptığı gibi Nurcan’a göz kırpmayı da ihmal etmedi. Odadan çıkar çıkmaz üstünü giyinip evden dışarıya adımını attı. Ardından arabasına binip arkadaşlarının yanına gidecekken Nurcan yanına yaklaşıp:
‘Faruk Bey, annenizin sözüne kafanızı takmayın. Çünkü onun sözleri geçmişte kalmış sözlerdir. O sözler bugün geçersizdir. O söz ve davranışlar yüzünden bugün geri kalmış durumdayız, dedi ve hayıflanarak ‘ah elimden gelse hepsinin başını açtırır, ondan sonra o başlarındaki bez parçasını yakardım’ dedi ve Faruk Bey’in ne diyeceğini merak içerisinde beklemeye başladı.
Faruk Bey, Nurcan’ı dinledikten sonra onun çenesini eliyle tutarak:
‘Haklısın, bende seninle aynı düşünceleri taşıyorum. Ama ne var ki o benim annem. O yüzden bir şey yapamam. Yalnız, biliyorsun Fatma’yı annem çok seviyor. O yüzden ona bir şey yapamam, ama ondan kurtulmam lazım. Bu işi de ancak sen yaparsın’
Nurcan’ın istediği de buydu. O yüzden yüzü güldü ve Faruk Bey’e:
‘Siz hiç merak etmeyin. Ben onunla uğraşır evden atılmasına sebep olurum. Bu da olmazsa istifa edip evden uzaklaşmasını sağlarım’
Faruk, bu sözlerden sonra sesli bir şekilde kahkaha atarak:
‘Senden korkulur Nurcan’ dedi ve arkasını dönüp gidecekken geri döndü ve Nurcan’a ‘Eğer Fatma’nın evden atılmasına sebep olursan, benden ne dilersen dile onu yerine getiririm. Hatta benimle evlenmek istersen onu da yerine getiririm’ dedi ve tekrar geri dönerek arabasına binip oradan uzaklaştı.
Nurcan, Faruk’un söyledikleri karşısında adeta etekleri zil çalar gibi oldu. Aslında onunda istediği de buydu. Yine de içinde bir sıkıntı vardı. Çünkü malikânede olan biteni anlatması için gizli şekilde yerleştirilmişti ve bu tür şeyler kendisine yasak edilmişti. O yüzden de içi sıkıntılıydı. Ama yine de Faruk’u elde edebilmek için elinden gelen her şeyi yapacaktı.