"Muadilleri arasından sıyrılıp bize kendilerini göstermek için çırpınan çikolataların ambalajları, zirai ilaçlarla lezzeti ve doğallığı düşürüldüğü halde dayanıklılığı ve boyutu arttırılan ithal meyvelerin kabukları, yaklaşık yirmi günlük hayatlarını hiç güneş görmeyerek otuz küsür santimetre karelik bir kafeste geçirdikten sonra çeşitli üretim aşamalarından geçmiş piliçlerin kemikleri, haber değerlerini yitirmiş manşetleri barındıran birkaç ay öncesine ait gazete yaprakları, organik olduğu vurgusu yapılan mamalarla beslenmiş bebeklerin kirli bezleri, yine aynı bebeklerin popolarının silindiği ıslak mendiller..."

Dünya, yaklaşık 4.5 milyar yıllık bir gezegen. Eğer evrim aşamalarımız sırasında geçen süreyi dahil etmezsek, biz bu gezegende yaklaşık 45.000 yıl gibi kısa bir süredir yaşıyoruz. Peki bunu nereden biliyoruz? Topraktan...

Şimdilerde üstüne beton şehirler inşa ettiğimiz toprak, çeşitli katmanlardan oluşuyor. Bu katmanların oluşum sırası, bize jeolojik geçmişin aşamalarını gösteriyor. Kısacası, bizden önce yaşanmış hayatlar hakkında bilgi edinebilmek için toprağı kazıyoruz. Bu kazılar sonucunda biliyoruz ki bundan 500 milyon yıl öncesinde bile çeşitli deniz canlıları yaşıyordu. Bu kazılar sonucunda biliyoruz ki yaklaşık 200 milyon yıl gezegene hakim olan dinozorların nesli, 65 milyon yıl önce tükendi. Bu kazılar sonucunda biliyoruz ki milyonlarca yıl önce, şimdilerde gezegenimizde yaşamayan sayısız canlı, bizim gibi var oldular ve yaşadılar. 

"İçlerine milyonlarca sperm hücresini akıttığımız kauçuk prezervatiflerin klozete atamadığımız ambalajları, evde yapılan bir kutlamadan artmış ve uzun süre boyunca yenmediği için kuruyan yaş pasta dilimleri, yeni satın alınmış kıyafetlerin etiketleri, aylar öncesine ait kredi kartı ekstreleri, uydu alıcılarının kullanım kılavuzları, geçmiş yıllara ait müzik zevkleriyle oluşturulan mp3 cd'leri, eski sevgililerin anılarını taşıyan eşyalar, sevilmeyen insanlardan alınan hediyeler, keskin bir baş ağrısı eşliğinde toplanılmış içki şişeleri ve sigara izmaritleri, sayısız kağıt havlu yaprakları, yemek yapmak için kullandığımız tüm o ürünlerin paketleri..." 

Yine bu kazılar sonucunda biliyoruz ki bugün kanepelerimize uzanıp televizyon seyretmeden önce, Facebook'ta kedi resimleri paylaşmadan önce, AVM'lerde saatlerce vakit geçirmeden önce, internet üzerinden faturalarımızı ödeyebilmenin sözde kolaylığına ulaşmadan önce, binlerce kilometrelik mesafeleri birkaç saatte katetmeden önce, uydu sistemlerini geliştirip haberleşme ve kitle iletişim çağını yaşamadan önce, ürettiğimiz teknolojiler sayesinde gezegenin en güçlü türü olmadan önce; doğaya karşı çetin bir yaşam mücadelesi veriyorduk.

"Kirlettiğimiz atmosfere ve yediğimiz onca boktan şeye rağmen saçlarımızı parlak ve sağlıklı hale getirebilmek için satın aldığımız bilmem ne formülüyle geliştirilmiş şampuanlarımızın boş kutuları, teknolojisi geçmiş elektronik ürünler, okunmayan tonlarca yazılı kağıt arasından dini içeriğe sahip olmayanların bir çoğu, fayda sağlamadığı düşüncesiyle tüketilmeyen veya saklanılmayan her şey, sanayi inkılabıyla birlikte seri üretime geçildiği için bizi tüketmeye teşvik ettikleri bütün ürünlerin artıkları, çöpler..."

Milyonlarca yıl sonra gezegenimizde ne tür yaşam formasyonları olacağını bilemeyiz. Belki yine bizim türümüzden evrilmiş akrabalarımız gezegende üstünlüğünü ortaya koymuş olacak. Yahut bizim de akıbetimiz dinozorlar gibi olacak ve bizden sonra yepyeni bir tür, gezegene hakim olacak. Fakat kesin bir şey var ki bundan on binlerce yıl sonra, hangi tür gezegende hüküm sürerse sürsün, kendilerinden önceki hayatlar hakkında bilgi edinmek için toprağı kazacaktır. Maalesef biz o zaman toprak altında olacağız ve onlarla iletişim kuramayacağız. Ancak nasıl bir hayat yaşadığımız ve kim olduğumuz hakkında, jeolojik geçmişe çok önemli ipuçları bırakıyoruz: Çöpler...