Klasik

Çöl Mektubu | Kuzguncuk S39-40

Çöl Mektubu | Kuzguncuk S39-40

“Bugün Kuzguncuk’a gittim.

Kuzguncuk…

İstanbul’un boy aynası. Boğaz’a ne atıyorsa İstanbul’un çocukları, Kuzguncuk’a yansıyor. Bütün yaşanmışlıklar bütün şairlere yol gösteriyor ve şiir olup can buluyorlar birer birer. Taşlı yolları sizi nereye götürse orada kendinizi iyi hissediyorsunuz. Eskimiş oturaklarında dinlenince eskimemiş anılar geliyor zihninize.

 Yaklaşan, uzaklaşan gemiler; Kuzguncuk’un görünmez ayakları, dert getirip dert götürüyorlar. Aşk getirip, aşk götürüyorlar. Sonsuz bir duygu yoğunluğu geçiyor üzerimizden, görünmez bir duygu bulutu geçiyor.

Duvarına çarpan bütün dalgalar bir casus gibi tedirgin ediyor bütün gizlice öpüşenleri. İstanbul’da en az Kuzguncuk’ta bulunur sevgi bekçileri ve bundandır en çok aşk Kuzguncuk’un içinden geçer. Yeşil desenli duvarları çan çınlaması ile birleşiyor günde bir kez. Cahit Kuzguncuk’un en ucuna yerleşiyor elinde hayal dumanı ile günde bir iki kez ve ay ağır basmadan bütün ışıklara kim ne istiyorsa onu yaşıyor; o ses işitiliyor günde birkaç kez…”