BEYAZ KUŞ
Gerçek hayattan ve gerçek hislerden kesitlerle...
6 Kasım 2016..
Bembeyaz bir kuş almıştım. Bana, içimde taşıdığım umudun ve masumiyetin rengini hatırlatmıştı. Hiçbir kuşa benzemiyordu, hepsinden farklıydı.. Elimden geldiğinde iyi bakmaya çalıştım. Diğer tüm kuşlardan farkı da susuşu oldu benim için.. Günlerce, sayısız kere söylediğim kelimeleri bir kez bile konuşmadı..
1,5 seneye yakın benimleydi ve bugün ölüsünü buldum kafeste.. Buraya kadar yazdıklarım "sadece bir kuş için" değil elbette.. Hüzün duyduğum, ilginç olan şuydu:..
Bir gece önce, uzun zamandır odama taşımadığım kafesini o akşam taşıdım. Yatağımın tam karşısında, uyumadan önce içimde var olan derin mi derin bir üzüntüye tanık oldu kuşum.. Gözyaşlarımı silmeye yetişemediğim o anlara.. Uzunca bir süre dinledi derdimi. O derin yalnızlığımı hissetti. Sonra kendi kendime nasıl telkinde bulunmak zorunda olduğumu duydu. İçimde var olan o bembeyaz umudu gördü, buna tanık oldu.
Nasıl bir üzüntüyse yaşadığım, sanırım o küçücük bedenine ağır geldi. Işıktan uyuyamaz diye salona bıraktığımda, inanılmaz ama, ardıma dönüp giderken içim burkulmuştu. Veda ederken duyduğumuz hüzün gibi..
Bugün, o derin üzüntüme tanık olan minik bedeni gömerken, üzüldüklerimi de gömmeye karar verdim..
O gece acaba kuşuma hakkıyla bakabildim mi? Benden şikayet eder mi diye Allah'a sorduğumu hatırlıyorum. Bunlar yüreğime dokundu.. Ama sanırım, artık üzüntümü yok etmem gerektiğini anlamam için öldü bu güzel kuşum..
Ben bugün, küçücük bir kuşun bedenine ağır gelen üzüntülerimi, minicik bir mezara gömdüm.. Ve içimde bembeyaz kalan umudun son fotoğrafını aklıma kazıdım. Kazıdım ki, artık umudumu hatırlatmak zorunda kalacağım bir şeye ihtiyacım olmadığını anlayayım..
Benim bembeyaz güzel kuşum... Güzel uyu....