ŞARKI

Hor'zo eşinin elini tutup onun karnındaki ve omzunda ki yarasına bakarken göz yaşlarını tutamıyorudu. Eşi ise yanında ki adama bakıyordu. adamın önünde büyükçe bir kitap ve tüyden bir kalemle yazı yazıyordu. Ye'arv ona " her şey yazdın mı?" Katip " evet yazdım" Ye'arv "görevini layıkı ile yerine getireceğine inanıyorum" dedi. Katip ile kapıya bakarak hafif gülümsedi ve " buna pek inanmasınız iyi olur efendim"  Demir kapının arkasında onu kırmak için çabalayan kalabalığın öfke dolu sesi kulaklarını tırmalıyordu. yirmi tane asker ise içeride onları bekliyordu.

Ye'arv, Hor'zo'ya dönerek " Ben diğerleri gibi değildim. En azından kendim öyle olduğumu zannettim. Kuralıkta bile birşey yapmadım." dedi ağlayarak. Hor'zo  "  Ye'arv canım eşim sen çok iyi insan oldun. İnsanların ilk ihanetinden beri doğan bütün renkliler feleket getirdi ama sen öyle değildin. Çok iyi davrandın hem bana hem onlara hem de çocuklarımıza. şimdi seninle ayrılmak canımı acıtsa da tekrar doğduğunda ve zamanı geldiğinde beni hatırlayacağını bilmek yüreğime ferahlık veriyor." dedi. Ye'arv  konuşmak için çabaladı ama ağrıları izin vermedi. Zorladı kendini ve ağzından tek bir sözcük çıktı. " Şarkı" ve sustu gözlerini tavana dikti. Katip kalın defteri taşların arasında ki gizli bir bölmeye saklayacakken Hor'zo'nun tiz ve güzel sesini duyunca durdu ve tüyü mürekkebe daldırıp sözleri yazmaya başladı. Hor'zo'nun sesi askerleri de etkiledi ve zırlarının içine kalplerine erişti. Korkusuz askerlerin yüzünde artık korku ve hüzün vardı. Geriye dönüp şarkıyı yardıda kesmek istediler ama Hor'zo nadir büyücülerden biri idi ve her iki elini de onlara doğrultarak görünmez bir duvar ördü. Askerler duvarı kılıçlarıyla dövmeye başladılar ama nafile çizik bile atamıyorlardı. Katibe sesini duyurmaya çalıştılar ama katip sanki olacakları istiyormuş gibi sadece yazıyordu.  

Şarkı bitmişti ve Hor'zo,  Ye'arv'in kulaklarına eğilip "insanlara merhameti ve iyiliği çok gördüler. bir daha geldiğinde bunu onlara verme ve felaketleri ol.ejderhana bin ve göğe yüksel ver onları ateşe sadece küller kalsın geriye" dedikten sonra eşini alnında öptü. bir kaç saniye sonra  Ye'arv son nefesini verdi ve her iki gözü de kahverengine döndü. Hor'zo  büyüyü bozdu ama artık olan oldu. Katip mürekkep kabını ve tüyü askerlere doğru fırattıktan sonra kitabı sakladı. kütabı yok etmek çare değildi. çünkü renki göz her zaman bir önce ki yaşamını hatırlardı. kitap ise küçük ayrıntılar içeriyordu. şarkıyı dumuştu. askerler oldukları yere oturdular. 

kapı sonunda kırıldı ve o gece renki gözlünün yanında olan herkes nefessiz kaldı.

                                                                                           Şarkı

                                          İlk insanların ihanetinden öne kardeş gibiydik

                                          İnsanların ihaneti aldı götürdü huzuru

                                         O günden beri bulamadık barışı

                                         Her renkli den geldi felaket

                                        Ama sen öyle değildin sevgilim

                                       Bir kraliçe de olsan engellemek istedin felaketi

                                       Felaket insanlar çıktı ve

                                       Kırdı geçirdi kendilerini

                                       Bir daha geldiğinde bizi bulamayabilirsin sevgilim

                                      Seni sevdiğimizi unutma

                                     Gelirken yak hepsini küllerinde böcekler dans etsin

                                    Huzur bulmasın insanoğlu