Sahne

Ne umutlar biriktirdim içimde, belki olur ve ben tüm yaşananları kucaklayabilirim diye. Bazen olmuyor ve bunu kabullenip yola devam etmek gerekiyor, nedenini bilmediğim korkularım var ve ben bunları anlamlandıramıyorum, üzülüyorum, kırılıyorum, hırpalanıyorum vazgeçmenin ne demek olduğunu öğrenemiyorum. Bir şeyler var içimde ben bıraksamda beni bırakmayan şeyler... Kalbimde ki boşluğu dolduramıyorum, ne ile dolduracağımı da bilmiyorum. 20 yaşında büyümeye çalışan bir kızım ve bazen çok ağır geliyor duygularım, kendimi bir yere ait hissetmek istiyorum. Dans etmeye ve düşüncelerime dalmışken gelen ses ile irkildim, bir şeyler yere düşmüştü. Sesin geldiği yöne baktığımda benim yaşlarımda bir çocuğun yere düşürdüğü eşyaları toparlamaya çalıştığını gördüm, başını kaldırıp benimle göz teması kurdu, kahverengi gözlerinde gerginlik ve utanma vardı sanırım beni izliyordu ve kendini yakalatınca utanmıştı. Gülümseyerek hızla yanına ilerledim ama ben onun yanına gidene kadar her şeyi toparlamıştı bile. Nihayet benimle tekrar göz teması kurdu ve kendini açıklamaya başladı.                                                "Affedersin, ben sadece geçiyordum ve seni görünce dikkatim dağıldı izlemeye başladım, rahatsız etmek istememiştim." Onu rahatlatmak için gülümsemiştim ama hala gergindi.              "Seni burada görmemiştim daha önce, yeni öğrencilerden misin?" Şüpheyle baktı bana ve ne diyeceğini düşündü bir süre.                                                                                                                     "Hayır öğrenci değilim, adım Yağız. Ben burada sadece..." Yine duraksadı ve tekrar devam etti.    "...Sadece buraya arada bir gelen çalışanım."  Söylediklerinden sonra onu inceleme isteği duydum. Uzun boylu, kumral, ve fit bir vücuda sahipti, giydiği kıyafetler iste paraya ihtiyacı varmış gibi durmuyordu çünkü fazla kaliteli duruyorlardı. Yine de bu durumu çok kurcalamak istemesem de kendimi tutamadım.                                             "Çalışmaya gerçekten ihtiyacın varmış gibi durmuyor."  Gülümsedi.                                            "Önyargılı olmamamız gerekiyor, öyle değil mi?" Sorumdan kaçıyordu.                                       "kim olduğunu hala söylemedin en azından adını öğrensem."  Anlayışlı bir şekilde gülümseyip cevap verdim.                                                   "Adım Roza, modern dans eğitimi alan öğrencilerden biriyim."  Şüpheyle baktı ve ufak bir şaşkınlık belirdi yüzünde.                                  "Neden şaşırdıysam, dansından anlamam gerekirdi ama merak ettiğim senin için neden iyi konuşan biri yok?"  Söylentiler daha doğrusu dedikodular onun kulağına bile gitmişti. İşte hayatım bundan ibaretti, buradaki öğrencilere göre kibirli, egolu ve yalakaydım ama emin olduğum bir şey var yalaka değilim aksine yanlış bulduğum her durumu elleştirirdim.                                                                                            "Bu onların problemi, ben sadece dans etmek için geliyorum buraya arkadaş edinmek için değil ve bu onları rahatsız ediyor diyelim."            "Yeteneklerinden haberdarlar en azından, bu sezon baş dansçı olabilirmişsin. En azından öyle duydum."                                                      "Evet olabilirim, çünkü bunun için çok çalışıyorum. Farkındaysan benim dışımda kimse yok burada."                                            "Senin için neden kibirli dediklerini anladım, sahip oldukların için çabalıyorsun ve bunları dile getirmekten çekinmiyorsun ve bu onlar için kibirli olduğun anlamına geliyor. Yani yanılıyorlar." İlk defa biri beni anlamıştı, onunla konuştukça kim olduğunu daha fazla merak ettim ama öğrenmek istemedim en azından şimdilik.                                                               "Aslında bende artık gitsem daha iyi olacak."       "Tekrar görüşeceğimiz zamana kadar kendine iyi bak Roza..." Arkasını dönüp gitti bende eşyalarımı toparlayıp stüdyodan çıktım. Merdivenlerden inerken hala akademide olan bir kaç kişiyi gördüm beni çok sevdikleri söylenemezdi bu yüzden gözlerini devirdiler ve memnuniyetsiz olduklarını belli ettiler. Aralarından sadece biri ile iyiydi aram, adı Mert ve benimle iyi olmasının sebebi hırsları yok sadece dans etmenin eğlenceli olduğunu düşünüyor. Akademiden hızla çıktım bir kaç dakika yürüdükten sonra otobüs durağına varmıştım. Aylardan Ekim'di ama bugün hava çokta iç açıcı değildi, şanslıydım ki otobüsüm çok bekletmeden gelmişti, otobüse binip arka koltuklardan birinde cam kenarına oturdum kulaklığımı takıp Taehyung'un Scenery şarkısını açıp düşünmeye başladım. Dans etmeye 5 yaşındayken başladım, annem ve babam beni baleye yazdırdılar ve bir süre beni desteklediler daha sonra büyümeye başladığım zaman işler değişti. Annemler beni destemek istemediler ve beni baleden aldılar çok uğraştım almamaları için ama başarılı olamamıştım. Tabi bu durum işime yaramadı değil çünkü bu sayede sokak dansçılarını keşfettim ve beni aralarına alıp eğittiler, hala onlarla görüşüyorum çünkü özgür hissetmemi sağlayan sayılı insanlardan bir kaçı onlar. Tüm dansların ayrı alanları olduğunu ve tek bir alana yönelmemiz gerektiğini düşünürdüm her zaman ama onlar sayesinde modern dansı keşfettim, kendi bedenimi istediğim gibi kullanabileceğimi. Ailem sokak dansçılarıyla takılmamdan rahatsız olup tekrar baleye yazdırmak istediler ama ben şu anda gittiğim akademide modern dansa gitmek istediğimi söleyince isteğime karşı gelmediler, yeter ki sokaktan uzak durayım diye. Bunca şeyden sonra beni mutsuz eden ve insanlardan kaçmama neden olan şey ne mi? Zamanında birilerine güvenmiştim ve bunun sonuçları benim için çok ağır oldu bu yüzden artık herkesten uzak duruyorum... durmak zorundayım.