OYUN VE FORMÜL
Futbolla hayatın birbirine çok benzediğini biliyordum. Fark ettim ki sinema da öyle. Kalabalık, pahalı, uzun ve karmaşık sistemler. Ne yaparsanız yapın her zaman kaosa ve sürprize açık. İyi bir oyuncu alsanız da takımın ihtiyacı değilse hiçbir anlamı kalmıyor. Şans bir maç kazandırabilir ama şampiyonluğa yetmez. Onun için iyi oyun , dolayısıyla iyi bir plan gerekir.
Bu plan de emanet ceket gibi durmamalı. Aksine üstüne tam oturmalı. Güncel en iyi takımın taktiğini kullanmanız size illaki yarayacak diye bir şey yok. Zaten öyle olsa 20 takım da aynı anda şampiyon olur. Şaka bir yana önceki şampiyonlar da her sene tekrar şampiyon olamıyor. Yani kazandıran bir formül yok . Peki genellemeler - çok bilmişlikler futbolda işe yaramıyorsa sinemada niye işe yarasın?
Recep İvedik ilk filminden itibaren çok izlendi. Sonra onu taklit eden çok oldu , hepsi de çakıldı. Muhtemelen ismini hatırlayan bile yoktur. Doğru soru “ O niye tuttu? Bu niye battı ? ” değil, “Film çekilmeye karar verdirten şey ne?”. Yani onlar bir şeyi taklit etme niyetinde değilken yapımcıyı ikna eden, senariste o hikayeyi yazdıran şey ne? O gün için Şahan Gökbakar da tecrübesizdi ve yanlış bakış açısına göre "riskti".
Bu örnek sarmadıysa Düğün Dernek’ e geçelim. Aynı ekip aynı kadroyla filmi daha önce çekeceklermiş ama “ Ahmet Kural ’ dan kel, yaşlı adam çıkmaz” demişler. Murat Cemcir’ in ifadesiyle usturadan habersizlermiş yada salt oraya (yanlış yere ) odaklanmışlar. Onlar da daha az maliyetli Çalgı Çengi’ yi kendi mütevazi koşullarıyla çekmişler. Bir çok yerde gösterime bile sokamamlarına rağmen tutunca diğer filmlerin kapısını aralanmış. Finalde 41 yaşındaki Ahmet Kural ‘ın 50lilerinde birini oynadığı film burun kıvıranları herhalde pişman etmiştir.
İyi bina kuşkusuz sağlam malzemelerle yapılır .Ama planı baştan yanlışsa en iyi malzemeyi en iyi ustaya da versen sağlam bir iş çıkmaz. İyi filmin kıstaslarını tartışabiliriz. Çok izlenmesinden tutun da alım gücüne, karşısındaki diğer filmlere kadar bir sürü etkenden konuşabiliriz. Beğeninin öznelliğini zaten saymıyorum. Ama benim Taratino filmi sevmemem onu illa ki kötü yapmaz. Klasik bir mantıcı açarsan ona ketçap dökemezsin. Yemeği öyle seviyorsan dükkanını klasik mantıcı olarak sınıflandıramazsın. Yani iyi film, vaat ettiğini karşılayan filmdir.
Tecrübeli biri de kötü iş çıkarabilir, Harper Lee gibi tek kitapla turnayı gözünden de vurabilir. Tecrübe, yetenek vb. şeyler illaki gereklidir yada gereksizdir bir şey yok. Mesele ,filmin bileşenlerinin filmin vaadi için doğru takım olup olmadığında. Onun da ön koşulu yok, tıpkı şampiyon yapan formülün olmadığı gibi.
Siz ne dersiniz? Yorumlarınızı bekliyorum
Sevgiler