EV

Sıla'nın ilk doğum günü yaklaştığında Veronika'nın içini heyecan kaplıyordu. Diğer kadınlar onu kıskansa da bir kaç sonra gelecek olan bebekleri düşündükçe kendilerini sakinleştiriyordu. Veronika ve Akira iyiden iyiye bir birine alışmışlardı. Bu bir yıl onlara iyi gelmişti. Artık işe başlamışlardı. Sıla ise her gün müdür ve yardımlarına bırakılıyordu. İşleri bitince de onu da alıp evlerine gidiyorlardı. 

Doğum gününe beş gün kalırlen Veronika ve Akira evlerinde yemek masasında yemek yerlerken Veronika " Akira ne yapacağız?" Akira yemekle oynamaktan Veronika'yı duymamıştı bile Veronika " Akira duydun mu beni?" Akira kafasını kaldırıp baktıktan sonra kendini düzeltip " Efendim, Veronika"  Veronika " Birşey mi oldu? İyisin değil mi? " Akira yüzü düşmüş bir şekilde " Alışamadım hala bu hayata, eskiden her gece arkadaşla takılır sohbet eder ve oyunlar oynardık. Ne yalan söyleyeyim özlüyorum." Veronika kaşlarını çatarak biraz sinirli bir sesle Akira'nın gözlerine bakarak " Ben sanki çok mu istiyorum burada olmayı? Bize bir görev verildi Çaça'nın sana ilk gün dediklerini duymadın mı? Yeter ya kendine gel, tamam bir aile gibi olalım demiyorum ama bari rol yap şu kapıdan girdikten sonra istersen yüzümüze dahi bakma ama ne beni ne de Sıla'yı sakın tehlikeye atma bu sana son uyarımdır o kadar" Veronika'nın bu çıkışına o kadar şaşırmıştı ki konuşamadı bile o naif kadın o zarafetiyle insanların kıskandığı kadının içinden adeta canavar çıkmıştı Akira konuşmak istedi ama yapamadı. Verokika, Akira'nın konuşmasını bekledi ama Akira'dan ses çıkmayınca sinirle masadan kalktı. Arkasını dönüp iki adım attıktan sonra sakin bir ses tonuyla " Sıla'nın doğum gününe beş gün kaldı. Baba olarak Çaça'nın yanına git ve hazırlakla ilgilenmek istediği söyle. Babalık görevini yap sonra nereye gidersen git." Akira başını önüne eğdi ve bir müddet öyle kaldı. Kafasını kaldırdıktan sonra Veronika gitmişti.

     İlk önce Çaça'nın kendine söylediklerini hatırladı ve düşündü. Ondan sonra biraz önce Veronika'nın sözlerini düşündü. Bu işten kurtulmanın tek yolu intihar olduğunu biliyordu ama bu yapacak kadar cesareti olmdığını biliyordu (veya mantıksız) Bu yüzden bu düşünceyi aklından çıkardı ve sonra Veronika'yı düşündü. Güzel kadın ve yaptığı işte arkadaşlarıyla buluşup konuşurken ona söyledikleri şeylerden biri de ne kadar şanslı olduğu ve güzel bir kadınla beraber aynı evde yaşadığıydı. Bu konular açılınca Akira onları sustuyor ve konuyu değiştiriyordu. 

Veronika'yı düşünmeye devam etti. Güzel ve zarif bir kadın olabilir ama ona karşı birşey hissetmiyorum. İki elini kafasına attıktan sonra kafasını önüne eğip gözlerini kapatıp onu düşündü. İşte o andan itibaren kalbi bir başka atmaya başladı. Veronika'ya aşık olmuştu. Kendini durdurmak istedi ama başaramadı. Kafasını kaldırıp gzlerini açtığında ise Veronika'nın üst  kattan elinde Sıla ile indiğini ve mutfağa gittiğini gördü. Veronika masanın hala toplanmadığını farkettğinde sanki demin ona sesini yükseltmemiş gibi Akira'ya " Eğer yemeğin bitince masayı toplar mısın? Bulaşıkları ben hallederim. Sıla uyuduktan sonra tamam mı?" Akira afallamış bir şekilde " Ta- tamam tamam ya ben toplarım, toplarım ben" Veronika ilk böyle görüyordu. Konuşmasında ki heyecanı anlayammıştı ve ayrıca gözlerinde ki parıltıaya da. Bunu kafasına takmadı ve mutfağa girdi. Mutfakta işi bittikten sonra çıkarken tekrar baktı ve Akira'yı hala bıraktığı gibi bulunca şaşırdı, anlam veremedi ve birşey söylemeden odasına doğru gitti.

Akira, Veronika yukarı çıktıktan sonra gözlerini yemek masasına dikti.Kendi kendine " Ne oluyor ya bana" dedi. Hissettiği bu duyguyu anlamaıyordu. Kendini toparladı ve masayı toplamaya başladı. Kirli bulaşıkları makineye bile yerleştirip makinayı bile çalıştırdı. İşi bitince düşüncelere daldı. Veronika'yı düşünüyordu. Bu zamana kadar ona hiç böyle bakmamış ve düşünmememişti. Şimdi ise durumlar değişmişti. Ayaktaydı ve mutfak en yakın sandalye ye bıraktı kendini ve düşüncelerine devam etti. Bu olayı anlamlandırmaya çalışıyordu kendi içinde. O düşüncelere dalmıştı ki Veronika aşağıya indi ve direkt masaya baktı ve toplanmış olduğunu görünce sevindi. Mutfağa girdiğinde ise tezgahın temiz olduğunu gördüğünde dona kaldı. Akira ise mutfak masasında oturmuş düşüncelere dalarken buldu.

Veronika sevinçle  " gözlerime inanamıyorum Akira burayı sen mi topladın?" Akira, Veronika'nın sesini duyduktan sonra kendine geldi kafasını kaldırıp Veronika'ya baktı. İşte o kadın tam karşısında ve mutluydu. Gülüşü ilk kez onu bu kadar etkilemişti. Neden daha önce farketmediğine kızdı kendi. Kalbi sıkıştı ve hiç bilmediği, duymadığı bir his içini kapladı. Veronika, Akira'nın tepkisizliğine ve kendisine anlamladıramdığı bir şekilde baktığını farkedince bozuntuya vermedi ve sorusunu aynı sevnçle tekrarlaı " Akira burayı sen mi topladın?" Akira bu kez soruyu anlamıştı ve cevap vermek için harakete geçmek zorunda olduğunu idrak etti. " E- evet ben topladım. Öyle içimden geldi." Veronika " İçinden geldi demek ki? " Akira " Ya senin sözlerini düşününce haklı olduğunu anladığım. Ben istesem de istemesem de bu ailenin bir parçasıyım." Akira içinden " Sanırım durumu iyi topladım" dedi. Veronika ciddileşerek " demek bütün mesele bu ama bu mutfağı toplamana açıklamıyor ki, yoksa sizin derslerinden biri mutfak toplamama mı?" Akira gülerek " Abartma bence Ver sadece içimden geldi. Sen Sıla ile uğraşıryorsun bari biraz yardım edeyim dedim." Veronika'nın üstünde ki neşe devam ediyordu.  " Yok yok bence abartalım, hatta ben çay yapayım da bunu kutlayalım ve Ver demek ha sevdim bunu ama dışarıda bunu kullanma lütfen aramızda kalsın." Veronika çay demlemek ile uğraşırken Akira ise hem heyecanlı hem de sevinçle Veronika'yı seyrediyordu. Bakışları her ne kadar kendisi daha bilmese de aşkla doluydu. Kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Sorugulamayı kesti ve sadece ana odaklandı. Keyfle çaylaşrını içip sohbet ettiler. Gerçi genelde Veronika konuşup Akira ona hayran hayran bakıyordu ama ikisi de bu durumdan gayet memnundu. Veronika konuşurken bu durumdan gayet memnun ve ihtiyacı olduğunu anladı ve konuştukça konuştu. Bu durum ta ki Sıla'nın ağlamasına kadar devam etti ve Verokika, Sıla'nın yanına gidince Akira da kendi odasına çekildi ve ikisi de yatağa girdikten sonra bir müddet o anları düşündü ve uykuya daldılar.