Nakref
Gezegende ki kıtlık henüz yeni bitmişti. İnsanlar tarlara tohum atmaya başlamışlardı. Krallıklar depolarını yeni hasat için temizleyip tekrar doldurmak için çalışıyordu. Kuzeyden güneye batıdan doğuya olan bütün krallıklar önlerinde ki bereketli yılları iyi değerlendirmek ordularını büyütmek ve renklinin kendi topraklarında doğması için çaba sarfediyorlardı.
Son bir kaç yüzyılda her kıtlaktan sonra bütün krallar gezegenin tam ortasında yer alan Barış Adası'nda toplanıp kendi aralarında ittifaklar ve eğer mümkünse küresel barış için çabalarlarmış.En son toplantıda ise bütün krallıklar kendi taraflarına çekildiler.
Son renkinin ölümü üzerinden sadece seksen beş yıl geçmişti ve bütün krallıklar renkinin kendi ülkelerinde doğması için çabalamışlardı. Krallıklar doğum odaları olarak lanse etsede halka göre işkence ve zülmün yeri idi. Çünkü orada yaşı gelmiş kadın ve erkekleri bir biri ile yatmaları için zorlanıyordu. odalar bakımsızlıktan kırılıyordu. krallık sadece onları besliyordu. çoğu güneş bile görmeden ölüyorlardı. savaş zamanı ise büyümüş erkek ve kadınların bazılarını asker olarak alıp en önde savaştırıyorlardı. sağ kalanlara özgürlük sunuluyordu. ilk başta bunlar gerçek savaşta işe yarasalarda daha sonra dan eğlence olarak sunulmaya başlanmıştı.
Bolluk zamanında üremeleri için çaba sarf ediliyorken kıtlıkta ise piçlerin turnuvalarında ise yarıştırıyorlardı. Gezegende huzur yoktu. Tabi ki de olmayacaktı. Gazegen bile intikam peşindeydi sanki.