Kesit

-Çok güzel kokuyorsun' dedi genç adam hala kızın boynunu öpücükler kondururken. Burnunu dolduran ve algılarını adeta kör eden lavanta kokusu Akın'ın hoşuna gitmişti.

 

Akın yüzünü kızın boynundan çekerek gözlerini gözlerine dikti. Mavilikleri öylesine derindi ki genç adam o eşssiz rengin içine saplanıp kalmak istiyordu. Bir yandan da zihni bu mavilikleri bir yerden tanıdığını söylüyordu. Fakat nerede ve ne zaman olduğunu kesinlikle çıkartamıyordu. Bir yerde görmüş olmalıyım diye düşündü Akın.

 

-Bu gözleri ilk kez görmüyorum. Daha önce karşılaştık mı?' diye sordu genç adam siyah gözlerinde apaçık bir tutku ve kararlılık vardı. Ferda ise Akın'ın sorduğu soruyla kalakaldı. Onun kim olduğunu biliyor muydu? Hayır eğer bilseydi kesinlikle bunu söylemez muhtemelen onu aralık duran pencereden aşağıya atar ya da aklına gelen ilk canice şeyi yapardı. Ne cevap vermesi gerektiğini bilmiyordu. Bildiği tek şey Akın'ın onu tanımasına izin vermeyeceğiydi. Bu onun sonu olurdu.