İNSANLIĞA DÖNÜŞ

ST.50: ‘’ Bu yapay zekâ insanların ödemelerine göz koymuş. Teknoloji üst seviyede ama iş ödemeye geldi mi donumuza kadar alıyor bunlar. Peki, robotun güncellenmesi için ne kadar ödeme gerekli?’’

TS.05: ‘’TL.100 kadarcık hayatım.’’

ST.50: ‘’Aylık gelirden cebimde son TL.80 ödeme kalmış.

TS.05:’’Tamam hayatım canını sıkma son girdiğim davadan bende TL.120 ödeme kalmıştı, hallederim.

TS.05, RB.3’ün güncellemesini yaptı ve robot, ST.50’yi içeriye aldı.

ST.50 ve TS.05 oldukça yorgun görünüyorlardı. Birbirlerine sarılıp uykuya daldılar.

Ertesi gün sabah saat 7.30’da TS.05 gizlice ST.50’nin şeffaf çipine göz gezdirdi. Kedisine olan tutkusu onu duygulandırmıştı. Robot kedi alsam acaba nasıl karşılar diye düşündü. Tam sipariş verecekken yapay zekâ asistanı YZ.ID.09 güncelleme talep etti. TS.05, TL.800 miktarındaki ödemeyi yaptı ve güncelleme sonrası yapay zekâ asistanı kocasının yapay zekâ asistanı gibi YZ.ID.10 sürümüne yükseldi ve robot kedi siparişini XYZ.ID.789 sitesinden verdi. Ev işlerine bakan robot RB.3, gelen robot kedi siparişini TS.05’e verdi. TS.05, robot kedinin yapay zekâ kodları girdi ve onu çalıştırdı. Robotun çıkardığı kendine has elektronik ‘’miinnyavv’’ sesi ST.50’yi uyandırmaya yetmişti.

ST.50: ‘’ Bu ne gürültü hayatım! Uyandığımda yanımda yoktun. Gözündeki benim şeffaf çipim değil mi? Ne yapmaya çalışıyorsun?’’

TS.05: ‘’ Özür dilerim senden gizli fotoğraflarına baktım. Ailen ve Şanslı artık yoklar ama ben sana Şanslı’yı biraz olsun hatırlatacak bir robot kedi aldım.’’

ST.50: ‘’ Güzel düşünmüşsün seni anlıyorum. Fakat sen de biliyorsun ki bu bir robot, hisleri yok ki. Şanslı’nın duyguları vardı. Acıkırdı, hüzünlenirdi, neşelenirdi, hastalanırdı, uyurdu. Robot kedininse metalden yapılmış bir vücudu ve tanımlı bir yapay zekâsı var. Ayrıca robot kedinin yapay zekâsının güncellenmesi için de belli miktar bir ödeme yapmak gerekiyor. Boşuna masraf. Ruhsuz bir demir yığını istemiyorum evimde. Güzel düşüncen içinse ayrıca teşekkür ederim.’’

ST.50, karısı TS.05’e sarılarak yanağına öpücük kondurdu. Uzun zamandır kendisini hiç bu kadar mutlu hissetmemişti. El ele tutuşarak evden ayrıldılar.

Sokakta dronların, uçan taksilerin, uyduların olduğu bir ortamda ST.50 gökyüzüne baktı: ‘’ Şu hale bak! Babamla uçurtma uçurduğum gökyüzünü de işgal ettiler. Hiçbir dron uçurtmanın verdiği hazzı vermez. Dronda veriyorlar eline kumanda bas tuşa gitsin. Uçurtma öyle mi? Rüzgâr çıkacak püfür püfür esecek, uçurtmanın ipini salacaksın özgürlüğe. Kuşların uçuşunu, bulutların hareketini, rüzgârın serinliğini, güneşin ışığını hissedeceksin içinde. İnsan olmanın, var olmanın dayanılmaz hafifliğini hissedeceksin. Bak ne dert kalıyor ne de tasa.’’

TS.05:’’Ah! Hayatım bilmez miyim? Biz de ailecek balık tutmaya giderdik. Tuttuğumuz birkaç balık olurdu. Sonra annem Türk Sanat Müziği açardı radyodan. Gel keyfim gel. ‘’

ST.50: ‘’Bizler o güzel yıllardan kalan son nesiliz ve yapay zekânın bile bilmediği bir gün bu dünyadan göçüp gideceğiz. Güzel izler bırakalım ardımızdan ki insanlar bu çağa hapsolmasınlar.’’

TS.05: ‘’Aklıma bir fikir geldi. Madem yapay zekâ öncesi son nesiliz, bizim yılları anlatan bir müze kuralım. İnsanlar hem o yıllara ait özlemlerini giderirler hem de bu yapay zekânın kendilerine hükmetmesine karşı bir mücadele başlatırlar. Ne dersin?’’

ST.50, karısının bu fikrinden dolayı sevinçten gözleri doldu. Birlikte hemen o yıllardan kalan hatıraları, filmleri, müzikleri, fotoğrafları ve kişisel eşyaları topladılar.

ST.50: ‘’ Peki bunları nerede sergileyeceğiz bir yer bulmamız lazım. ‘’

TS.05: ‘’Yıllardır biriken bir fonumuz vardı hatırlarsın. Süresi bugün dolmak üzere. Bankomat yapay zekâsı artık TL.7.300.784 değerindeki ödememizi almamıza izin verecektir. Bu ödemeyle müzenin binasını alırız ve sergilemeye açarız.’’