Her Şey Yoluna Giriyor

Aradan 2 hafta geçer herkes Serhat'tan özür dilemiş Esmayla barışmışlar Yunusta aradan çekilmiş ve her şey yoluna girmiştir Esmayla Serhat tatilden dönmüşlerdir

Selma-(esmaya sarılarak) Canım kızım seni ne kadar özlemişim artık bu tatsızlıklar olmasın tamam mı

Esma-Tamam anneciğim sana söz veriyorum bir daha bu acılar yaşanmayacak

Selma-Hadi güzel kızım al bavulunu odana yerleştir

Serhat-Sana yardım edeyim

der bavulunu odasına götürür ve odasına gelirler

Serhat-Sen yokken bu odada hiç yatmadım

Esma-Yıllar sonra ben hiç annene anne dedim

Serhat-Sen bunları düşünme şimdi dinlen sonra konuşuruz

Çiğdem ve Murat'ta mutludur

Murat-Gördün dimi Çiğdem Esma çok mutlu

Çiğdem-Evet Murat bende mutlu oldum

Murat-Bugün yemeği dışarda yiyelim mi

Çiğdem-Alışveriş te yapar mıyız

Murat-Bu kadınların alışveriş hastalığı yok mu

Selma-Çok mutluyum Ali çok

Ali-Bende çok mutluyum ama eksik var

Selma-Ne eksiği

Ali-Ben torun sevmek istiyorum onlarla konuş

Selma-Tamam tamam konuşacağım

Çiğdem ve Murat dışarı çıkar ve arabalarına binerler

Çiğdem-Hadi Murat hadi geç kalmayalım

Murat-Tamam başımın belası tamam

Süheyla-Allah'a şükürler olsun her şey yoluna girdi

Serpil-Bende çok sevindim Esma kocasıyla barıştı ya

Selim-Bak aklıma bir şey geldi kızları yemeğe çağıralım mı

Süheyla-Dur bakalım Esma kocasıyla yeni barıştı biraz zaman geçsin çağırırız

Selim-Sen nasıl istersen öyle olsun

Süheyla-Ferit nerede

Serpil-Neredeyse gelir

Serhat ve Esma arabayla bir yere gelirler Esmanın gözleri bağlıdır

Esma-Serhat nereye geldik biz

Serhat-Söylemem sürpriz

Çiğdem ve Murat elinde poşetlerle alışverişten çıkar

Çiğdem-Ama çok alışveriş yaptık ha 

Murat-EEE sen istedin

Çiğdem-Gidelim

Arabalarına binip giderler

Sonra gece 12 olur Belgin yatağını açar orada küçük bir hediye görür sonra Faruk gelir

Faruk-Doğum günün kutlu olsun karıcığım

Belgin-Faruk çok teşekkür ederim kol saati almışın bana

Ertesi gün olur Murat işe gitmek için hazırlanır

Çiğdem-Sakın belli etme tamam mı

Murat-Tamam tamam

Çiğdem-Annem geliyor

Belgin-Günaydın çocuklar işe mi gidiyorsun Murat

Murat-Evet anne bir şey istiyor musun

Belgin-Yok oğlum sağlıklı gel yeter

Selim telefonda Çiğdemle konuşur

Selim-Harika haber bu Çiğdem harika

Süheyla-Neymiş bu harika haber

Selim-Belgin hanımın doğum günüymüş ona sürpriz yapacaklarmış benim yapabileceğim bir şey var mı kızım

Çiğdem-Yok baba gelin yeter

Süheyla-Ver bakalım birazda biz konuşalım alo

Çiğdem-Anne annemin doğum gününe gelecek misin

Süheyla-Gelemem kızım siz doğum gününü aile arasında kutlayacaksınız gelmemiz ayıp olur

Çiğdem-Tamam anneciğim görüşürüz

Selim-Neden gidemeyecek miyiz

Süheyla-Unuttun mu zırt pırt çocukların evine gidilmez

Belgin-Ne oldu oğlum gözlerimi neden bağladın

Murat-Sabret anne

Murat annesinin gözünü açar sürprizle karşılaşır 

Belgin-Aman Allah'ım siz bana sürpriz mi yaptınız

Murat-Seni unutur muyuz anneciğim

Belgin-Teşekkür ederim çok teşekkür ederim

Murat-Pastayı keselim

Belgin pastayı keserken Murat selfi yapar

Murat-Bakın buraya

der ve çeker

Murat fotoğrafı instagrama atar ve birisi instagrama bakar

Bir adam-Demek karının doğum gününü kutluyorsun Faruk Saygılı kutla kutla ailenle mutlu ol merak etme en kısa zamanda senden intikamımı alacağım merak etme

O kişi aileyi rahatsız etmeye başlar önce Çiğdemi arar

Çiğdem-Alo alo alo

Murat-Evet eğlence devam ediyor müzik açacağım ve dans edeceğiz

Murat samanyolunu açar herkes dans eder dans biter bitmez o kişi bu sefer Belgini arar

Belgin-Alo alo alo

Çiğdem-Allah Allah kim bu ya

Murat-Eğlencemize devam edelim bir film oynayacağız filmin adı hababam sınıfı 

Oyuna başlarlar

Murat-Arkadaşlar duydunuz mu okula yeni bir müdür muavini gelecekmiş çok disipliğinliymiş

Faruk-Maymun olduk

Murat pencereden bakar gibi yapar

Murat-Arkadaşlar bahçede bir adamı gördüm galiba o yeni müdür muavini

Belgin-Aman çocuklar dikkatli olun sakın sigara içmeyin valla sizin kulaklarınızı çeker

Murat-Bize bir şey olmaz hafize ana

Belgin-Valla hafiza ana demişti dersiniz

Murat-Nasıl film yaptık ama

Faruk'ta bir şiir okur

Faruk-Ben sana mecburum bilemezsin

Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun

Sevmek kimi zaman rezilce korkudur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birkaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatihte yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir Cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun

Belki Haziranda benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telâş içindesin
Kötü rüzgâr saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin..

 

Herkes alkışlar

Belgin-Şair kocam benim

Murat-Çiğdem oynadığımız oyunu nasıl buldun

Çiğdem-Harika

O kişi bu sefer Faruğu arar

Faruk-Alo alo alo (sinirlenir) Ya kimsiniz nesiniz bilmiyorum ama niye rahatsız ediyorsunuz bizi en sonunda polise şikayet edeceğim

der telefonu kapatır

Murat-Ne oldu baba

Faruk-Salağın biri rahatsız edip duruyor

Belgin-Geç oldu yatalım artık

Ertesi gün olur Serhat eski hobisi boyamalarına yeniden başlar 

Serhat-Bak Esma kendime boyama kitabı aldım yeniden boyamaya başlayacağım artık hep mutlu olacağız Esma

Esma-Bugün işe gitmeyecek misin

Serhat-Hayır işe gitmeyeceğim seninle vakit geçireceğim

Esma-Kovulacaksın

Serhat-Bir şey olmaz

Faruk işyerindeyken telefonu çalar ve

Faruk-Alo alo alo konuşsana kimsin

O kişi-Benim kim olduğumu sen daha iyi bilirsin

Faruk-Ne diyorsun ben seni tanımıyorum işim var seninle uğraşamam

der ve telefonu kapatır tekrar arar

Faruk-Alo

O kişi-Nazlı Akgözü tanıyor musun

Faruk-Hayır tanımıyorum

O kişi-Tanımadığına emin misin

Faruk-(sinirlenerek) Ya tanımıyorum kardeşim tanımıyorum kapatıyorum bir daha beni rahatsız etme

der telefonu kapatır Faruk gerilir 

Belgin iş yaparken anahtarla Faruk kapıyı açar

Belgin-Erken gelmişsin

Faruk-Başım ağrıyordu erken çıktım

Belgin-Git biraz dinlen istersen

Faruk-İyi olur