Bir Hatıra
Gülerek açtı bahçenin kapısını beni içeriye buyur ettikten sonra sağımda kalan köpeğin mama kabına bir şeyler koyup su kabını da doldurdu. Köpeğin hırıltıları huzurlu sesi sahibine olan güveninin bir parçasıydı adeta Kuyruğunu sallayarak sahibinin Yüzünü, saçlarını ellerini kokluyor yüzünü bacaklarına sürüyor ve ısrarla sevilmeyi bekliyordu. Şımarabilmenin rahatlığıyla kendini yere atıyor ara ara kadının ayağındaki terlikleri ısırıyordu. Kadın Elleriyle köpeğin kafasını göğsüne doğru bastırıp başını kaşıyarakİçinden sevmenin türküsünü söyler gibi okşuyordu köpeğini. severken mutlu oluyordu,belki de severek iyileşiyordu. Bir köpeği, bir zeytin ağacını, bir kız çocuğunu hatta bir bardak çayı severek iyileşiyordu. Ben daha fazla beklemeyip salona geçtim, bu kez bahçeye sırtımı dönerek oturdum yine hazırdı çayı bir keresinde çayın hazır oluşunu seviyorum bana her an bir dost gelecekmiş gibi hissettiriyor demişti. Bekliyordu hep bir dostunu bekliyordu, sanırım kitabın bir bölümünde imgesel olarak bahsediyor bu dostun varlığından. Uzun saçlarını renk renk iplerle örmüş, sol göğsü üzerine toplamıştı. Üzerinde siyah rahat bir elbise vardı bu kez eliyle sürekli elbisenin yakasını çekiştiriyor onu rahatsız eden bir durumu anlatmaya çalışır gibi sık sık yokluyordu yakasını. Bu esnada anlatmaya başlamıştı hatta yazılı olarak elime tutuşturup anlattığı kısmı benim tekrar tekrar okuyup düzenlememi istiyordu. Ne kadar iyi yazdığına onu bir türlü inandıramıyordum. Hücrelerine işleyen bu işe yaramazlık hissini hala tam olarak yenebilmiş değildi. Basit ve değersiz şeylerdi yazdıkları ona göre usta bir kalemin üzerinde oynaması adam gibi düzenlemesi gerekti tüm yazdıklarını. Ben severek dinliyor asıl hikayenin nereye gideceğini merak ediyordum. İçindeki uyanışı kabul edemeyen aslında nereye ait olduğunu bilemeyen bu kadının yaşadıklarını bir çırpıda anlamak mümkün değildi. Yaş aldıkça daha karmaşık hale gelmişti duyguları anlaşılan,