Beyaz Bayrak

Bu sabahın erken saatlerine hiç alışamadım evliya ,

Bu ezilmişliğe , bu yetersizliğe alışamadım 

Bu hisse bu öfkeye alışamadım evliya 

Seni beklemeye , beklerken ölmeye alışamadım

Ellerimi iki yana açmıştım hatırlar mısın? 

Yalan yok öleceğim sanmıştım 

Akciğerlerimden alyuvarlarıma hangi sinsi hastalıklar dolanmıştır tam da şimdi ve bundan sonraki yetmeyişlerim için de diye merak etmiştim

Ama sapasağlamım 

Kalbim hala atıyor inanır mısın? 

Kemiklerim yerli yerinde ve organlarım bu çektiğim beyaz bayrağı pek aldırış etmiyor 

Son zamanlarda öğreniyorum ki;

Merak ettiğim o hastalıklar kanımdan uzak durmuş olsalar da ruhuma hücum etmekten alıkoyamamışlar kendilerini 

Bunu ruhumun içerde debelendiğini hissedince anlıyorum 

Babamı sabahın beşinde işe uğurlayınca anlıyorum 

Uyku uyumamış gözlerim dehşetle duvarlara bakınca anlıyorum 

Ete kemiğe bürünmüş benliğimde olmayan hastalığım fark ettirmeden ruhuma bulaştırmış kendimi 

Bunu intiharlar hayal edince anlıyorum 

Bunu ellerim kollarımı parçalayınca anlıyorum 

Ve heyhat evliya ! 

Heyhat ki ben bu hastalığa alıştım

-y.y