Arafta Kalanlar.
Sabahın ilk ışıkları ile uyanmıştı, bu gün onun için önemli bir gündü. Bu gün annesini görmeye gidecekti.
Kendisi ve babası Stark'tı ama annesi Rein'di. Ayrı düşmüşlerdi ve kendileri gibi bir sürü ayrı düşen insan vardı.
Normalde görüşmeleri yasaktı ama o gizlice görüşüyordu annesi ile.
Hızla hazırlandı ve herkesin uyuduğu bu saatte garaja indi. Gözleri ile etrafı taradı ve tepsi şeklinde ortası biraz çökük oval kaykayına ilerledi. Düğmesine basıp çalıştırdı, dikkatle üzerine bindi.
Orman olan kısımdan hızla ilerlerken kendisini uzaktan takip eden varlıktan habersizdir.
Ormanın bitimine geldiğinde indi ve ağacın birinin arkasına geçerek karşı tarafa baktı. Annesi gelmişti bile, etrafı kolaçan edip annesine doğru ilerledi.
"Tomris kimse takip etmedi değilim?"
"hayır anne kimse yoktu. Nasılsın?"
"iyiyim kızım asıl siz nasılsınız?"
"iyiyiz annecim babam bu aralar biraz daha yoğun çalışıyor. Bende araştırmalara ve keşiflere devam" dediğinde annesi hüzünlemmişti kızını da kocasını da çok özlemişti keşke şu an sarılabilseydi ona.
"dikkatli olun annem aklım hep sizde."
"biliyorum anne, şu duvarı kaldırmak istiyorum aramızdan biliyorsun. Bu gün araştırmam hastahane de ve bu gün hedefime biraz daha yaklaşıyorum" dediğinde annesinin gözünden guru ifadesi geçmişti.
"biliyorum annem hadi git artık yakalanmayalım. Ayrıca sizi çok seviyorum"
"bizde seni seviyoruz, görüşürüz annem" dedikten sonra geldiği yoldan geri dönmüştü.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Tomris elinde ki kağıtları toparlayarak hastahaneye doğru ilerliyordu. Diğer günlere göre bir garip hissediyordu bu gün.
Tomris her zaman içerisinde hüzün taşıyan bir insan olmuştu, bu hüznü annesinden kaynaklanıyordu. Küçük yaşta ayrılmıştı ondan, arada bir görüyor olsa da yeterli gelmiyordu. Babası önemli bir yönetici idi ve fazla yoğun bir insandı.
Tomris bir doktordu ama mesleğine araştırmacı olarak devam ediyordu. Bunu bizzat kendisi istemişti. İki yıl boyunca normal doktorluk yapmış dağa şimdilerde ise araştırmacı olmuştu.
Hastaneye geldiğinde insanlara selam vererek kendi odasına gitti. Üzerine gereken giysileri giydi ve laboratuvarın yolunu tuttu. İçeriye girmesini sağlayan kendine özel kartı okutarak girdi içeriye.
Çok fazla kişi yoktu çünkü çok fazla insana ihtiyaç duyulmuyordu. Robotlar yeterli geldiği için insanlar işsizdi. Bu durum canını çok sıksa da elinden bir şey gelmiyordu.
Akşama kadar elindeki formüller ile değerlendirmeler yaptı bir sürü formüller buldu bazılarını denedi ancak başarısız olmuştu. Yorgun argın işten çıktı ve kawe adı verilen uçan arabasına bindi eve doğru ilerlerken arkasında duran araç dikkatini çekmişti, takip ediliyordu.
Araç kendisininki kadar gelişmiş değildi ve siyah renkte idi, buralarda siyah pek tercih edilmezdi. Arabasını hızlandırdı ve insanların çok olduğu kalabalık bir yerlere geldi.
Eve gidemezdi çünkü ev de tek başına kalıyordu ve yakalanması kolay olurdu. Araba dan inmeli ve kaybolmalıydı.
Arabadan inip insanların arasında hızla ilerlemeye başladı. Bu sırada takip edenler de peşindeydi. Biri kız biri erkekti, gözlük ve şapka kullansalar da belli oluyordu.
Daha hızlı ilerledi ve bir süre sonra koşmaya başladı ara sokaklara girip çıkıyordu ama son girdiği sokakta sıkışmıştı. Burası bir çıkmaz sokaktı, etrafına göz attı ve hemen bir plan düşündü.
Pek fırsatı yoktu sokağın girişine hemen yana duvara sindi. Amacı onlar geldiğinde birini rehine almaktı, başka türlü kurtulamazdı. Umarım kız olan kendisinden taraftan gelirdi de onu kolayca yakalardı. Bekledi bekledi ve iki kişi hemn sokağa dönünce kendine yakın olanı yakaladı ve boğazına bıçağını dayadı.
Şansı yaver gitmişti çünkü kız olanı yakalamıştı.
" kimsiniz siz? Neden peşindesiniz? " karşısındaki adam şaşırmıştı çünkü ondan bu hamleyi beklemiyordu. Yakalanan kız da aynı durumdaydı. Adam kendini toparlayıp konuşmaya başladı
" sakin ol önce, sana zarar vermeyeceğiz. Bizimle gelmen gerekiyor"
" siz kimsiniz ki sizinle geleceğim önce onu açıkla. Tanımadığım insanlar ile bilmediğim yerlere gitmiyorum" dediğinde adam gerildi çünkü ona bir şey anlatamazdı buna yetkisi yoktu. Sadece gittiğinde öğrenebilirdi.
" sana anlatamam ama gelmen gerekiyor, zarar görmeyeceksin sana yemin ederim."
" gelemem, madem anlatamazsın o zaman bir dahaki sefere anlatabilecek biri gelsin. Şimdi arkadaşını bırakıp gideceğim. Sorun istemiyorum eğer takibe devam ederseniz büyük sorun çıkar ve canınızı yakmak durumunda kalırım" dedikten sonra kızı sakince bıraktı bırakırken kolundaki dövmeyi fark etmişti. Bu dövme kolay kolay herkeste bulunmazdı şimdi anlamıştı onların kim olduğunu. Onlar Arafta kalanlar dı. Şaşkınca dudaklarından döküldü.
"Siz Arafta kalanlarsınız.."