Adı İlhan Berk Olan Şiir


 

Maske , aynılaşma , özgünlük, karakter, küreselleşme
Photo by Eric Prouzet on Unsplash

 

Birden çok açıklama olabilir :

  1. Söyleyecek bir sözümüz yokken bile konuşasımız var. Her şeye rağmen görünür olmak istiyoruz. O zaman klişe(basma kalıp) yada moda neyse ona kapılıp gidiyoruz.
Basma kalıp , klişe , aynılaşma , küreselleşme , özgünlük , karakter
Photo by Anthony Roberts on Unsplash

 

    2.Küreselleşmenin bir sonucu olarak birbirimize daha çok benziyoruz. İletişim imkanları geliştikçe benzeme hızımız daha da artıyor.

Önceden folklorik kıyafetler günlük hayatın parçasıydı. Herkes kendi coğrafyasına göre giyiniyordu. Başka ihtimali zaten yoktu. Şimdi hepimiz bir kot bir tişört giyiyoruz. İşin komiği sınıf atlasak da bile aynı şeyleri giymeye devam edeceğiz. Sadece anlamsızca daha pahalısı olacak.

Paramız olsa hepimiz aşağı yukarı aynı telefonu alacağız. Aynı şehirlerde gezip aynı yerlerde tatil yapacağız. Kısaca hayallerimiz bile aynı. Demek ki tesadüf olamaz.

Bunun normal tarafı şu: aynı şartlarda yaşıyoruz. Örneğin bize en benzemez ülkedeki çocuk da GTA oynuyordu , biz de. Onlar da efsane Milan kadrosunu izliyordu biz de. Sobalı ev orada da azaldı burada da. Kot giymek her yerde pratik. Yani aynı malzemelerle aynı yemek çıkıyor.

Anormal olan tarafıysa bunların reklamlarla, filmlerle bize norm olarak aşılanması. Yani fit denince aklınıza ne geliyor? Karın kaslarının belli olması , değil mi? Çocukken izlediğimiz süper kahramanlar, bugünün kahramanları sporcular... Peki niye bu form dayatılıyor da mesela gürbüzlük dayatılmıyor? Karın kası için para harcamak gerekiyor da ondan. Üstüne öyle olamayınca bu sefer üzülüp mutluluğu satın almada arıyoruz. “Happy meal” (mutlu yemek)tüketiyoruz. Fakir Hindistan’ın yogasını bile üzerine para verip yapmıyor muyuz?

 


Benim takıldığım nokta insanların hayatı ıskalaması. Hayallerimiz bile bize ait değilse nasıl mutlu oluruz? 

Çıkarcı biriysek bile herkesin mutlu olması önemli. Zira hayatı yok yere zorlaştıran, trafikte “Sen nasıl beni sollarsın” diye kavga çıkartan tipler nasıl ortaya çıkıyor ? (Burada tabi ki toplumsal mutluluk-refah da söz konusu. Konum şu an o olmadığı için yer ayırmıyorum, yok saydığımdan değil)

 


Peki insan nasıl mutlu olur? Maslow’un ihtiyaçlar piramidinin zirversiyle : Kendini gerçekleştirerek. Oraya nasıl varılır ? Bunu kimse söyleyemez. “O yola nereden başlanır ? ” derseniz kendinize odaklanarak derim. Teşbihte hata olmaz kurbağasanız boğaya özenmemek, balıksanız kuşlarla yarışmamak. Zaten mesele yarışmak ve kazanmak değil. Mutlu olmak.

Maslow’un ihtiyaçlar Hiyerarşisi piramidi , mutluluk , kendini gerçekleştirme
Kaynak : Wikicommons 

 

Kendiniz gibi olunca ne olur? İşte size öyle biri ; İlhan Berk. Aldığı iltifatlar da bu yönde : 

(Şiirin hududunu genişleten) Şiirimizin Uç Beyi — Behçet Necatigil
Şiir olmasaydı İlhan Berk onu icat ederdi — Turgut Uyar
‘Elinin değdiği şeyi şiire çeviriyor — Memet Fuat

Yada yağmuru anlatmaktansa dinletmeli 

İlhan Berk, ÜÇ KEZ SENİ SEVİYORUM DİYE UYANDIM , Levent üzümcü

Kaynak ve şiirin seslendirilmiş hali için lütfen tıklayınız Üç Kez Seni Seviyorum Dedim- Seslendiren: Levent Üzümcü

https://www.dailymotion.com/video/xr94ws


 

 

Dahası için ; 

https://www.instagram.com/grilerde/