24.Bölüm
“Dün bayağı bir hareketli geçmiş anladığım kadarıyla.” Baş komiser toplantı masasında başköşeye oturmuştu. Yeni raporları okuyup gelmişti. “Özetlemek gerekirse neler anlatmak isterseniz?”
Balaban akşamdan kalma yorgun gözlerle konuya girmişti. ”Baş komiserim, planlandığı gibi Tayyar, Servet ve Burak’la tekrar görüşüldü. Somut kanıtlar hala olmasa da görüşmelerde bazı itiraflar almayı başardık. Sonucu belli olmasa da partide bir kızı yaralayan şırıngayı bulduğumuzu düşünüyoruz. İçinden ne çıkar bilemeyiz. Tayyar, Nesrin’den bahsedildikçe agresif tavırlar sergiledi. Kendini korumak amaçlı ilişkiyi açıklamadı ama yakın zamanda açıklamak zorunda kalacak.”
“Bu kadar eminsen sebebini sormuyorum, raporda böyle bir şey göremedim çünkü. Eminim hislerin bir şeyler söylüyordur.” Baş komiser kollarını birleştirmiş, arkaya yaslanıp dikkatle dinliyordu.
“Şimdilik bende açıklama yapamıyorum,” diyen Balaban, meraklı bakışların arasında kalınca bu açıklamadan pişman olmuştu. “Gelelim ikinci konuya Servet’in kaçma nedeni, Nesrin olayından ziyade uyuşturucu meselesinden olabilir. Sonuçta adam bu konuda sabıkalı. Elimizde onun olabileceği düşünülen iki adres var ve bu günkü görevlerimiz arasında onlara bakmak var. Bu bilgileri Burak’tan aldık. Üçüncü mesele olarak Burak’la yapılan görüşme de en önemli değişiklik, Nesrin’e eroin verme itirafı oldu. Laboratuvara verilen şırınganın sonuçları birkaç saat içinde elimizde olur. Beklediğimiz diğer sonuçların gelmesi de an meselesi. Yani yeni bir şeyler olacaksa bu gün ortaya çıkmak zorunda.”
“Harika, demek ki birkaç saat daha beklememiz gerekiyor.” Baş komiser ağır adımlarla salonda gezinerek, “Tayyar konusunda yukarılardan bana gelen bir mesaj oldu. Adamı fena zorlamışsın. Böyle durumlarda biraz daha sakin kalman hepimiz için daha iyi olur. Anlaşılan boş bir adam değil başımız ağrımasın yeter.”
“Anlıyorum baş komiserim ama yarın bir gün onu buraya soruşturmaya getirmem gerektiğinde nasıl davranmam gerekecek?”
“Bunu o zaman düşünelim ve böyle bir durum olduğunda ilk önce mutlaka benim haberim olmalı bunu sakın unutma.” Baş komiser ölüm kalım meselesiymiş gibi parmağını sallayarak konuşuyordu. “Başka?”
Kendine kahve dolduran Balaban; “Bekir, Tayyar’ın gizli hayatı hakkında herhangi bir bilgiye ulaşabildin mi?”
“Bu adam böyle hemşeridir, memleketlimdir olaylarını seven biriymiş. Birkaç araştırma yaparken, Kayserililer derneğine üye olduğu ve sıkça oralarda takıldığı bilgisi geçti elime. Gidip yüz yüze birilerini bulabilir miyim? Diye baktım. Ve derneğin çay ocağına bakan görevlisiyle konuşma şansım oldu. İlk başlarda tersledi falan ama mesele insan canı olunca yurdum insanı elinden geleni yapmak ister. Adamın çok iyi bir insan olduğunu, ihtiyacı olan herkese elinden gelen yardımı yapmaya çalışan biri olduğunu söyledi. Son zamanlarda moralinin baya bozuk olduğunu, masada diğer oturanlarla konuşurken işitmiş. Daha önceden de karısını aldattığını falan duyumlamış ama isim, cisim tarzı bir şey bilmediğini söyledi.” Cümlesini tamamlarken görevini yerine getirmenin gururuyla komiser Balaban’a bakmıştı.
Ellerini seyrek saçların arasından geçiren Baş komiser; “O zaman net biçimde Nesrin’le bir ilişkisi var. Bunu söyleyebiliriz. Öldürme sebebi bir projede oynamaması diyemeyiz ama. Bu konuda size katılmıyorum. Hayatını ona adamış olsa bile.”
“Bu bana göre bir sebep. Çünkü tavırlarında ihanete uğramış bir adamın kini ve öfkesi vardı. Ne kadar sevse de yarı yolda bırakılmanın hüznünü yaşıyordu. En önemlisi de bunu yapabilecek gücü var.” Balaban baş komiserin düşüncesine katılmadığını belli etmişti.
“Sen neler düşünüyorsun Zeren?” Baş komiser gözlerini kısarak; “ikinizde gece beşik mi salladınız? Ne bu uykulu halleriniz kendinize gelin.”
Korkuyla toparlanan Zeren; “Eee bence bütün görüşmeleri bitirip, gelen sonuçlardan yaralanıp bir karara varabiliriz. Buna göre bir yol haritası çizebiliriz. Ama illaki fikrim merak ediliyorsa, şu ana kadar ben Burak’tan yana oyumu kullanırım.”
Balaban meraklı gözlerle; “o neden?”
“Çünkü adam, birincisi Kemal’den ayrılsın diye baskı yaptı. İkincisi Kemal ölünce duygusal olarak ikinci plana düştü. Üçüncüsü öldürmek istemese bile en büyük kötülüklerden birini yapıp eroini kıza belki de ilk kez verip zehirlemek istedi. Dördüncüsü ise kızı gömeli şurada kaç gün olmuş keyfi yerinde, havuz başında yeni manitasıyla takılıyor. Yani nereden tutsan elinde kalır.” Herkesin ona baktığını fark ederek konuşmasını bitirmişti.
“Harika, adam bir anda bir numara oldu.” Balaban ellerini iki yana açıp devam etti. “Bir bakalım elimizde ne var şu an. Tayyar ve Burak etkili şüpheliler. Servet’i tanıyan da Burak. Servet kim. Şüpheli şırıngayı partiden kaçıran adam. Buda onu üçüncü şüpheli yapar. Henüz konuşulmayan Kemal’in ailesi var. Kızı düşman olarak gördükleri biliniyor ve bence en istekli onlar olabilir. Buda aileyi dördüncü şüpheli yapar. O zaman soru şu. Katil kim?”