'İş'in İçinden Çıkmak
Bahar akşam yemeğini hazırladıktan sonra sofrayı kurdu. Bugün Serdar’ın son dersi akşam 7’de bitiyordu muhtemelen şu an eve varmak üzereydi. Fırında soslu tavuk en sevdiği yemekti sevgilisinin.
Serdar 29 yaşında spor akademisi mezunuydu. Bahar ile tanıştıkları zaman bir kulüpte basketbol antrenörlüğü yapıyordu. Çocuklar ile çalışmayı seviyordu, onların enerjisi Serdar’a iyi geliyordu. Kick box’da ilgi alanındaydı. Bununla ilgili eğitimler almaya başlamış ve bir stüdyoda eğitmenliğe başlamıştı. Finansal olarak daha çok kazanıyordu kuşkusuz, belirli bir çevresi de olmuştu ve bugüne kadar basketbol antrenörlüğünden kick box eğitmenliğine olan yolculuğundan şikayetçi değildi.
Sofraya oturduklarında rutin günlük konuşmaları sonrasında Bahar konuyu açtı;
‘ Bugün izin kullandım ve düşünmeye vaktim oldu, şirket ile yolları ayırmaya karar verdim. Sanırım Burcu’nun çalıştığı tv kanalından gelen iş teklifine ok diyeceğim.’ Dedi.
‘Bu teklif geldiğinde kabul edeceğin belliydi, bu kadar düşünmene şaşırdım.’ diye karşılık verdi Serdar.
‘Haklısın, bu işi hak ettiğime inanıyorum.’
‘Bu dönemde iş değiştirmek ne kadar doğru bilmiyorum Bahar üstelik garanti giden bir işin varken. Ortamın iyi, işini seviyorsun..diye konuşurken Bahar, Serdar’ın sözünü kesip;
‘Aşkım hep aynı yerde çalışacak değilim elbet bu teklif sektörde önümün açılması açısından gelmiş bir davetiye gibi. Yarın öbür gün niye denemedim diye pişman olmaktansa yaşayarak pişman olmayı tercih ederim. Üstelik böyle bir şey olacağına inanmıyorum.’
Yemek sonrası birlikte sofrayı toparlarken Serdar, Bahar’ın beline uzanır ve onu kendisine çekip;
‘Senin bu işi hak ettiğine inanıyorum sevgilim sadece yorulmanı ve aynı süreçleri tekrar yaşamanı istemediğim için böyle söyledim.’
‘Biliyorum, merak etme lütfen. Seni kolay kolay ihmal etmeyeceğim’ dedikten sonra gülüp sevgilisinin dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.
Serdar’ın ona hissettirmese de endişesini anlıyordu. Medya sektörü, içine giren kişinin etinden sütünden yararlanmaya meyleden bir alan, Bahar’da bundan nasibini çokça almıştı. Çalıştığı son iş yerinde bir unvan sahibi olsa da gecesi gündüzü belli olmayan reklam ve film çekimlerinde sette oluyor, çoğu zaman montaj stüdyosunda işin son aşamasına kadar başında bulunuyordu. Halinden şikayetçi değildi gerçi, işini ve iş ortamını seviyordu.
Yakın arkadaşı Burcu bir televizyon kanalında çalışıyordu. Kanalda yayınlanmak üzere film satın alma ekibinde görevindeydi. Biraz sorunlu bir direktörleri olsa da işin memnundu Burcu.
Ekiplerinden birinin ayrılması ile beraber insan kaynakları departmanı ve direktörleri 2 aydır uygun bir çalışma arkadaşı bulamamış doğal olarak ayrılan kişiden kalan iş yükü diğer ekip arkadaşlarının üzerine yığılmıştı. İçeride homurdanmaların yükseldiği sıralarda Burcu, henüz Bahar’ın haberi olmadan müdürü Didem hanıma ondan söz etmiş, görüşmeleri için randevu ayarlamıştı. Bahar’ı ikna etmesi zor olmamıştı, hatta Didem hanım ve insan kaynakları ile birlikte gerçekleşen ilk görüşmeleri oldukça iyi geçmişti.
Bahar ilk görüşme için kanaldan içeri girdiğinde fazla etkilenmemişti. Ne de olsa setlerden insanların bir o yana bir bu yana koşturmasına alışıktı. Onu etkileyen taraf katlardı. Ucu bucağı görünmeyen açık ofislerin, reji odalarının, topuklu ayakkabı seslerinin, arada yükselen seslerin, herkesin yüzünde belli belirsiz ülkenin en iyi tv kanalında çalıştıklarına dair oturmuş ehemmiyet duygusunu hissetmişti.
İş değiştirmek aklında yokken bu duygularla çıktığı görüşmeden sonra şimdiki iş yerinden nasıl ayrılacağını, ne söyleyeceğini düşünmeye başladı. Son kararı direktör verecekti ama Bahar işin onda olduğuna şimdiden emindi. İkici görüşme için tahmininden uzun beklemiş olması onda biraz gerginliğe yol açsa da kendini telkin etmeyi iyi başarırdı hep. Beklediği telefon yaklaşık 3 hafta sonunda geldi. İş görüşmesi için tekrar aynı binaya fakat farklı bir kata geldi. Burası İnsan kaynakları ile yaptığı toplantı odalarının olduğu kattan farklıydı. Köşelerde müdür odalarının yer aldığı alanın ortası açık ofis olarak tasarlanmıştı. Müdür odaları ekipleri ile birlikte olacak şekilde tasarlanmıştı. Muhasebe girişe en yakın yerde, devamında reklam ve pazarlama en sonunda da içerik alım satım ekibi yer alıyordu. Koridorun sonunda direktörün asistanının açık alanda yer alan çalışma alanı, karşısında bekleme salonu ve biraz ilerisinde odası şeffaf ama koyu renk camla kaplanmış bölüm direktörünün ofisi bulunuyordu.
Bahar asistan hanım ile beraber odaya girince birçok tv monitörünün karşısında uzunca bir masada oturan Berk bey ile göz göze geldi. Berk bey ayağa kalkıp Bahar’ı karşıladıktan sonra masasının karşısında yer alan deri ve fazla rahat gözüken koltuklara eliyle buyur etti.
Nedenini bilmediği bir heyecan basmıştı Bahar’ı. Odayı incelemek istiyor ama karşıdan gelecek soruya odaklandığı için dikkatini dağıtmak istemiyordu. Berk bey’in önünde özgeçmişi bulunmuyordu muhtemelen önceden okumuş olmalıydı.